top of page
anxiety-cliniq.jpeg

ANKSİYETE

Anksiyete, diğer adıyla kaygı bozukluğu olan kişilerde yoğun, sürekli bir endişe ve günlük hayatta olağan durumlara karşı aşırı korku hali vardır. Anksiyete bozukluğu, panik atak krizleriyle de kendini gösterebilir. 

ANKSİYETE NEDİR

Gün içinde karşı karşıya kaldığınız olaylardan ötürü endişelenebilir veya kaygı duyabilirsiniz. Kaygı, beyninizin strese tepki vermesi ve sizi yaşayabileceğiniz olası tehlikeler konusunda uyarma şeklidir. 

 

Anksiyete, diğer adıyla kaygı bozukluğu olan kişilerde sürekli endişe ve günlük hayatta olağan durumlara karşı korku hali vardır. Anksiyete bozukluğu, panik atak krizleriyle de kendini gösterebilir. 

 

İş yerinde bir sorunla karşılaştığınızda, sınava girmeden veya önemli bir karar vermeden önce endişelenebilirsiniz. Şimdi ve sonrası için kaygı hissedebilirsiniz. Ancak anksiyete bozuklukları farklıdır. Yoğun endişe, kaygı ve panik durumu yaşayan bir kişinin gündelik işlerdeki verimi düşebilir, sosyal hayatı sekteye uğrayabilir ve ruhsal sağlığı bozulabilir. Bu sebeplerle kaygı bozukluğu olan kişilerin hayat kalitesi düşmektedir.

 

Tedavi ile anksiyete bozukluğu olan birçok insan duygularını kontrol edebilir.

 

 

 

 

 

Anksiyete Bozuklukları Nelerdir?

 

Anksiyete bozuklukları kendi içinde; sosyal anksiyete, beklenti anksiyetesi, ayrılık kaygısı, fobiler, panik atak, yaygın anksiyete bozukluğu gibi durumlarla farklılaşır. Bu bağlamda sadece bir değil birden fazla anksiyete bozukluğundan rahatsız olabilirsiniz.

 

Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Ortada bir neden olmadan duyulan aşırı endişe ve gerginlik hissiyatı. Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB) olan kişilerde ise “sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe durumu” söz konusudur. 

 

Panik Atak: Ani ve yoğun korku, beraberinde panik atakları meydana getirebilir. Bu esnada göğsünüzde ağrı hissedebilir, vücudunuzda ter boşalması yaşayabilir, kalp atışlarınızda hızlanma gözlemleyebilirsiniz. Bazen süreç boğulduğunuzu veya kalp krizi geçirdiğinizi düşünmenize sebep olacak kadar ağır seyredebilir.

 

Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Bireysel ilişkilerinizde, başkalarının sizin yaptıklarınızı yargılaması, alay etmesine karşı endişe, stres duyma haline denir.

 

Fobiler: Yükseklik korkusu şeklinde kendini gösterebilir. Bu korkuya sahip olan kişiler uçağa binmek ya da yüksek katlı evlerde oturmaktan dolayı endişe duyabilir.

 

Agorafobi: Kalabalığın içinde, acil bir durum yaşandığında hareket kabiliyetiniz kısıtlı olduğu için korku, endişe duyabilirsiniz.

 

Ayrılık Kaygısı: Sevdiğiniz kişiler yanınızdan ayrıldığında çok endişe duyuyor ve her an gözünüzün önünde olsun istiyorsanız ayrılık kaygısı problemi yaşıyor olabilirsiniz.

 

Seçici Dilsizlik: Bazı çocuklar ailesiyle konuşarak iletişim kurabilirken, toplum içinde konuşamamaktadırlar. Bu sosyal kaygıya seçici dilsizlik denmektedir.

 

 

 

 

 

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

 

Anksiyete hastalığının bazı belirtileri aşağıdaki gibidir.

 

  • Kendini gergin, huzursuz, panik halinde hissetmek

  • Nefes darlığı, ağız kuruluğu yaşamak

  • Kötü bir şey olacakmış gibi endişeli hal

  • Kalp atışlarında yaşanan aşırı hızlanma

  • Aşırı terleme

  • Ellerde titreme

  • Odaklanma, konsantrasyon problemleri

  • Uyku problemleri

 

 

Anksiyete Bozukluklarının Nedenleri Nelerdir?

 

Anksiyete bozukluklarının nedenleri kesin olarak anlaşılamamıştır. Fakat travmatik olaylar, çeşitli deneyimler, sağlık sorunları, kalıtsal faktörler gibi etmenlerin kaygı bozukluklarını tetikleyebildiği görülmektedir.

 

  • Genetik sebeplerden kaynaklı anksiyete bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden akrabalarınız arasında bu rahatsızlığa sahip olan varsa risk altındasınız demektir.

  • Beyninizdeki korku ve duyguları kontrol eden bölümlerin hatalı bağlanması kaygı bozukluklarına sebebiyet verebilir.

  • Çevresel yaşadığınız travmalardan (çocuklukta istismar edilme, çok sevdiğiniz birinin ölümü veya saldırıya uğraması gibi) ötürü anksiyete bozukluğu yaşayabilirsiniz.

  • Kalp, akciğer, tiroid, şeker gibi sağlık sorunları anksiyete bozukluklarına sebebiyet verebilir.

  • Kullanmış olduğunuz ilaçların bir yan etkisi de kaygı bozukluğu olabilir.

 

Aile ve akrabalarınız arasında kaygı bozukluğundan muzdarip biri yoksa, çocukken böyle bir şey yok ve yeni yeni ortaya çıkıyorsa, altında tıbbi bir sebep yatıyor olabilir.

 

 

Anksiyete Risk Faktörleri Nelerdir?

 

Bazı faktörler anksiyete bozukluğu yaşama riskinizi artırabilir. 

  • Çocukluk döneminde, istismar ya da ihmal yaşanması anksiyete riskini oldukça artırmaktadır.

  • Travmatik olaylara maruz kalan bireylerin anksiyete bozukluğu yaşama oranı oldukça fazladır.

  • Depresyonda olmak, anksiyete riskinizi artırır.

  • Kendi sağlığınız ya da çevrenizdeki kişileri sağlığından duyulan endişe ve stres hali anksiyete bozukluklarını artırabilir.

  • Madde bağımlılığı anksiyete riskini artırır. 

  • Çocuklukta yabancılardan çekinen, kendini geri çeken, iletişim kurmayan kişilerde risk fazladır.

  • Özgüven eksikliği, alay konusu olma gibi olumsuz düşünceler, algılar anksiyete bozukluğuna sebep olabilir.

  • Belirli kişilik tiplerindeki kişiler anksiyete bozukluklarına yatkındır.

 

 

Anksiyete Kimlerde Daha Sık Görülmektedir?

 

Toplumun yaklaşık olarak %18’i kaygı bozukluğu probleminden muzdariptir ve problemin artış derecesi ile beraber hastalık seviyesinde seyredebilir. İstatistiklere göre, anksiyete bozuklukları kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. 

 

Aşırı korumacı tavırla büyütülmüş çocuklarda, çevresinden hep olumsuz tepkiler alan ve sindirilmiş kişiliklerde anksiyeteye daha sık rastlanılmaktadır. 

 

Çocukluk çağında yaşanılan olumsuzluklar, travmalar ve mutsuzluklar arttıkça anksiyete riski de eş zamanlı olarak artmaktadır. Bunun yanı sıra ailede ya da akrabalarda anksiyete görülmesi riski artırır. Genetik aktarım bu rahatsızlıkta mümkündür.

 

 

Anksiyete Tanı Yöntemleri Nelerdir?

 

Belirtilerin varlığından eminseniz, doktorunuz fiziki muayenenizi yapıp, ardından da tıbbi geçmişinize dair bilgilerle anamnezi dolduracaktır.

 

Doktorunuz ihtiyaç dahilinde sizi bir psikiyatriste veya psikoloğa yönlendirebilir. Bu uzmanlar, sizin anksiyete bozukluğunuz olup olmadığını anlamak için çeşitli sorular sorabilir, belli araçlar kullanabilir ya da bazı testler uygulayabilir.

 

Değerlendirme aşamasındaki bir önemli nokta da semptomlarınızın ne kadar süredir var olduğu ve ne kadar yoğun olduğudur. Kaygı, endişenizin günlük hayattan keyif almanızı engelleyecek düzeyde olup olmadığını doktorlara bildirmeniz teşhis için oldukça mühimdir.

 

 

 

Anksiyete Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

 

Anksiyete bozukluğunun belirtilerini azaltmak ve rahatsızlığı yönetmek için birçok tedavi alternatifi mevcuttur. Fakat en yaygın iki tedavi psikoterapi ve ilaçlardır. Hangi tedavi yöntemine daha iyi cevap deneme yoluyla saptanabilir.

 

Psikoterapi: Psikolojik danışmanlık ya da konuşma terapisi olarak bilinen psikoterapi, kaygı semptomlarınızı azaltmak için bir terapistle beraber süreci geçirmeyi içerir. Psikoterapi ile duygularınızın, davranışlarınızı nasıl etkilediğine şahit olabilirsiniz. Psikoterapi, anksiyete bozukluğunuzu anlamanın ve yönetmenin yollarını öğrenmek için oldukça etkili bir tedavidir.

 

Bilişsel Davranışçı Terapi(BDT): Bu psikoterapi türü olumsuz ve panik yaratan düşünceleri ve davranışları nasıl olumluya dönüştüreceğiniz konusunda size kılavuz olur. Sizde korku ve kaygı meydana getiren durumlara karşı endişe duymadan yaklaşmanın ve bunları yönetmenin yollarını öğreneceğiniz etkin bir tedavi yöntemidir.  

 

İlaç Tedavisi: Doktorunuz anksiyete semptomlarını hafifletmek için çeşitli antidepresanlar, ilaçlar, yatıştırıcılar kullanılabilir. İlaçların asıl amacı kısa süreli rahatlamadır, uzun süreli kullanılması amaçlanmamaktadır.

cliniq-anksiyete.jpeg
bottom of page